Kararsızlar ve siyasetin ekseni, yüzünü muhalefete döndü! - 16 Temmuz 2019

Independent Türkçe'ye konuşan Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, iktidarın kendisinden uzaklaşan seçmeni tekrar kendine çekmesinin çok zor olduğunu söylüyor.

“Çünkü AK Parti dediğimiz mekanizma felç oldu. O mekanizmanın en önemli iki bacağının biri teşkilatı, biri de yerel yönetimlerdeki kapasitesi ve başarısıydı. Şimdi her ikisi de felç” diyor.

Her ne kadar, her halükarda tabanda Erdoğan'a sıkı sıkıya bağlı olan kitlesini korusa da, AK Parti'yi önümüzdeki süreçte zor günlerin beklediğini göstergesi bu sonuç. 

Türkiye’nin siyasi alanına bakıldığında, siyasetin kimlik siyasetine sıkışmış olduğunun görüldüğünü, siyaseti tarif eden iki ana eksenden birinin sosyoekonomik gelişmişlik, diğerinin de kültürel kimlik olduğuna dikkat çekmekte.

Bu iki eksenin dört köşesinde dört parti bulunuyor; AK Parti, CHP, MHP ve HDP.

Ağırdır'a göre; kimliklerin içinden siyaset yapıldığı inin tıkanıklık yaşandığını, kurulacak yeni partinin, bu kimliklerin üzerinden pozisyon alması dururmunda, gidebileceği alanın belli olduğunu söylüyor.

İYİ Parti'nin de, siyasetin oturduğu iki ana eksen üzerinden bir şey hedeflemediğini ama öyle olduğunu, yeni kurulacak partilerin de ona keza verdikleri imaj ve toplumun konumladıkları yer itibariyle, öncelikle AK Parti’den oy alacaklarını öngörüyor.

Zira, AK Parti’de bir çözülme olduğuna işaret etmekte.

Bir zamanlar tek başına yüzde 52’leri, 53’leri görebilen bir partiyken, bu oranın çok düştüğüne, yüzde 38 civarındaki kemikleşmiş oy oranının üzerine eklenen yüzde 13-14 civarında sempatizan seçmen oyunun ciddi biçimde kaybettiğini vurguluyor.

Çözülme yaşayan seçmenin 4-5 puanlık bir kısmı, tepkisini sandığa gitmeyerek gösterirken, kalan kısmı ise muhalefet yerine, iktidar ortağı MHP’ye oy verdi.

Konda'nın araştırmasına göre, kararsızlar ve siyasetin ekseni yüzünü muhalefete dönmüş durumda.

Kararsız seçmenin oranının yüzde 40’lara ulaştığı ve çoğunluğunun eski AK Parti seçmenlerinden oluştuğuna işaret eden Ağırdır, kararsız seçmeni ‘gri alan’ olarak tanımlıyor. Bu konuda şuna dikkat çekiyor:

''Gri alan genişledi. Ama çok önemli bir değişiklik var. Şimdiye dek, iktidara yakın bakardı birçok meselede ve iktidara oy verirdi. Ama bu kez araştırmalarımıza göre, gri alanın genişlediğini hem de gri alandakilerin aklı ve gönlünün iktidara doğru değil, muhalefete doğru ya da yeni bir sese doğru baktığını görüyoruz. İktidar artık, gri alanda olup da kendisine bakan seçmeni ikna edemiyor, sahiciliğini yitirdi.”

2015 yılı ve sonrasındaki AK Parti oylarının tamamen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şahsi oyu olduğunu belirtiyor Bekir Ağırdır.

Şöyle açıklıyor:

“AK Parti’nin 2002’de aldığı oy partinin oyuydu. 2007’de aldığı oy ise o beş yıllık süreçteki başarısının karşılığı olduğu. 2007’den 2011’e kadar geçen sürecin sonunda aldığı oy ise kutuplaşmadan elde ettiği kazanımdı. Ama 2015 ve sonrasındaki oy Erdoğan’ın oyuydu.”

Ağırdır, Babacan’ın partisinin yüzde 2'lik bile karşılığı olsa dengeyi değiştireceğini vurguluyor.

Ne de olsa, iktidar ve muhalefet arasında yüzde 51’e 49’luk hassas bir denge var.

Babacan’ın Türkiye’deki dört köşeli siyasi iklimin dışına çıkarak, bir söylem geliştirmesi halinde başarılı olabileceğini düşünmekte.

Davutoğlu'nun ise kararsızlık göstergesinin tutmayacağının altını çizmekte, şansının olmayacağını dile getirmekte. 

Yeni dönemde, İmamoğlu-Babacan’ın iktidar için çekiştiği, Demirtaş’ın muhalefet lideri olduğu bir süreç yaşanabileceğini öngörüyor.

Görünen o ki;

siyasi dengeler yeniden şekilleniyor, siyasi aktörler yeniden belirleniyor.

Siyasete yeni söz, yeni yüz geliyor.

Vatandaşın nabzı, sokağın sesi, araştırmacıların çalışmaları bu tabloyu açıkça ortaya koyuyor.