Asgari ücretle geçinmek mümkün değil
MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, faiz indirim süreci ve Türkiye ekonomisine dair önemli değerlendirmelerde bulunuyor. Ekonomik gelişmeleri, iş dünyasına etkilerini ve geleceğe dair öngörülerini keşfedin.
MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, Türkiye’nin mevcut ekonomik durumunu değerlendirerek faiz indirim sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. Asmalı, enflasyon cephesindeki bazı kalemlerdeki katılığın devam ettiğine dikkat çekerek, Türk iş insanlarının finansmana olan ihtiyacının altını çizdi. Bu finansmanın yatırıma yönlendirilmesinin kritik olduğunu belirten Asmalı, “Son 7-8 aydır yüzde 50 faizle iş yapmak son derece maliyetli. Bu durum piyasada ciddi şekilde hissediliyor. İşadamları olarak, faizin bir an önce indirilmeye başlandığı günleri görmek istiyoruz,” dedi.
Ayrıca, sadece para politikalarıyla enflasyonla mücadelenin yetersiz kaldığını ifade eden Asmalı, bunun yapısal reformlar ve sıkı maliye politikalarıyla desteklenmesi gerektiğini belirtti. “Burada geç kalıyoruz. 2025 yılını reform yılı ilan edelim. Yapısal reformları mutlaka hayata geçirelim. Bu reformlar, yerli ürünleri teşvik edecek, Ar-Ge ve teknolojik yatırımları destekleyecek birçok unsuru içermelidir,” şeklinde konuştu.
2024 İçin Faiz İndirimi Beklentisi
Asmalı, yüksek faiz oranlarının enflasyon üzerindeki etkisine de değinerek, “Yüksek faiz oranları, enflasyonu artırmaya başlamış durumda. Yüksek maliyet, enflasyonun artmasına sebep oluyor. Bu bağlamda, 2024’ü sembolik de olsa bir faiz indirimiyle kapatmak gerekli. Aralık ayında bir faiz indiriminin olması gerektiğini düşünüyorum. Bu, hem siyasi hem de toplumsal açıdan önemli bir adım olacaktır. Bunun psikolojik ve siyasi etkisi oldukça büyüktür,” ifadelerini kullandı.
Asgari Ücret ve Alım Gücü Sorunu
Asgari ücretle ilgili beklentilerini dile getiren Asmalı, “Türkiye’de maaşların yetersiz olmasının en büyük sebeplerinden biri yüksek kira bedelleridir. Hane halkının harcamalarının yüzde 50’den fazlası konut, enerji ve gıda gibi temel ihtiyaçlara harcanıyor. Bu nedenle bu alanlarda tedbirler almamız gerekiyor. Büyükşehirlerde mevcut asgari ücretle geçinmek neredeyse imkansız hale geldi. Özellikle 1+1 dairenin 17 bin lira kira bedeli olduğu düşünülürse, asgari ücretli kişinin tüm kazancı kiraya gitmiş oluyor,” dedi.
Asgari ücretteki artış oranının belirlenmesine dair önerilerini de paylaşan Asmalı, “Beklenen enflasyon rakamı üzerine refah payı eklenerek asgari ücretin belirlenmesi gerektiğini savunuyoruz. Geçen yıl beklenen yüzde 33’lük artış olsaydı, şu an yüzde 44’leri konuşuyor olacaktık. Ancak burada bir yanılsama payı söz konusu. Ara bir formülle uzlaşmak mümkündür. Önemli olan, çalışanların alım gücünü korumaktır. Bu hassas dengeyi korumak zorundayız. Asgari ücretteki artış, tüm ücret grupları için bir temel teşkil ediyor. Mavi ve beyaz yakalı çalışanlara da en az bu oranda bir artış yapılması gerekiyor. Beklenen enflasyon ile geçen yılın enflasyonu arasında bir korelasyon kurarak asgari ücreti belirlemek mümkün. Ayrıca, bazı sosyal destekler de sağlanarak aradaki denge sağlanabilir,” şeklinde konuştu.