Bong Joon-ho ve MICKEY 17

28.03.2025
A+
A-
Sinema Yazarı / Film Eleştirmeni

Koreli yönetmenlerin filmlerini ve hayat bakış açılarını daha doğrusu hikayelerini seviyorum. En başta, tartışmalı filmlerin yönetmeni Kim ki duk filmlerini çok severim, beni etkileyen Koreli yönetmenlerin başında gelir.

2020 yılında dört Oscar heykelciğini ve bir çok film yarışmasından ödüller alan “Parasite” filminin yönetmeni Bong Joon-ho nun son eseri “Mickey-17” yi Berlin Film Festivalinde izledim. Türkiye’de vizyona girince bir daha izledim.

Önce yönetmen Bong Joon-ho’dan bahsedeyim size;

Bong’un Üniversite kulüp kapsamında çektiği ilk film “Cenneti Aramak”  ardından ilk kısa filmi “Beyaz Adam”,  ayrıca yönetmen Hur Jae-young’ın “Şapka” filminde sinematografi, Choi Equan’ın erken dönem kısa filmi “Gökten” ve “Yerden Sesler”de ışık yönetmenliğini yaptı. Birçok farklı yönetmen ile birlikte farklı görevler aldığı işler yaptı. “Seven Reasons Why Beer is Better Than a Lover” (1996) filminde senaryo yazarlarından biri olarak çalıştı, Park Ki-yong’un ilk filmi “Motel Cactus”‘te (1997) senarist ve yardımcı yönetmen olarak, “Phantom the Submarine” (1999) filminde ise dört senaristten biri olarak yer aldı. Ayrıca yapımcılığını üstlendiği 2000 tarihli “Barking Dogs Never Bite”‘ı çekti alt tabaka bir üniversite hocasının komşusunun köpeğini kaçırmasını anlatan filmi, Şubat 2000’de vizyona girdiğinde ticari başarı elde edemese de olumlu yorumlar alan film oldu.

“Cinayet Günlüğü” (2003), Nisan 2003’te gösterime giren film eleştirel ve popüler açıdan başarılı olarak beş milyon izleyiciye ulaştı.

Sonra Yıllara göre, “Antarctic Journal” 2005, “The Host” 2006,”Mother” 2009,, “Snowpiercer” 2013, “Okja” 2017, “Parasite” 2019 filmlerinde yönetmen, senaryo yazarı ve yapımcı olarak görev yaptı.

Parasite filmindeki başarısı dört oscar heykelciği ile ödüllendirildi.

Bong Joon-Ho filmlerinde farklı bir hikaye de dünyanın modernleşmesini kültürel açıdan gözlemleyerek sınıfsal yapıları inceleyen filmler ile adeta hayatın farklı senaryosunun sonuçlarının nasıl olabileceği hakkında yeni bir hayat oluşturan filmlerdir.

Mesela, Parasite filmi toplumda oluşmuş ya da oluşması olası insanların hareketlerini tutumlarını gözler önüne serer.

Mickey 7 Edward Ashton’un 2022 tarihli bir bilim kurgu romanıdır.

Bong filmini Ashton’un romanından uyarladığını belirtti.

 

Tom Curuise’un oynadığı “Edge of Tommorow” filminde karakter öldüğünde hayatı yeniden yaşar ama Mickey ler ise sadece kendi yeniden doğar. Yeniden doğma hikayelerini anlatan filmler insanlar için umut gibi ilgi görür. Mickey’ler uzayda insanlık için çalışan işçi arılardır.

Filmde Robert Pattison’un oyunculuğu yadsınamaz. Hatta filmi taşıyan oyunculuğunun başarısı diyebilirim.

Bu aralar pek çok filmde oynayan Mark Ruffalo, başarısız egosu güçlü ama bir o kadar da komutasındakileri dinlemeyen bir noir lider canlandırıyor.

Ruffalo ilk olarak 1996 yılında “This is Our Youth” oyunu ile sahneye çıktı. 2006 yılında Tony ödüllü bir oyuncudur.

Bong’un sıradışı kahraman arayışı devam ediyor. Snowpiercer daki trendeki sınıfsal ayrım, teknolojinin ve sözde modernizmin kavgası bitmiyor. Filmdeki ezilen halkın sözde iktidar ile savaşı devam ederken. Dış dünya da düşman olarak gösterilen, gezegen sahiplerinin aslında düşman olmadıklarını ve barbar ile dostların karıştığı adeta günümüz ile dalga geçen bir hikaye ile karşımıza geliyor, Mickey 17 filmi. Tabi ki emsal filmleri ile karşılaştırabilecek bir film, bence ortalamanın üzerinde bir yapım olmuş.

Film için, yaşamak için ölmenin olağanüstü işini üstlenen sıradan karakterin beklenmedik kahramanlıklarını sergileyen Mickey Barnes’ın

Maceralarını anlatan bir film de diyebiliriz. Filmin sonunda Mickey-17 nin kopyalanmasının zararlarınıda anlatan yönetmen, kopyalama makinasını da yok eder. Burdan yola çıkarak Mickey-18 gelmeyeceğinin haberini verir ve Amerikan sinemasının tekrar filmlerine gönderme yapar.

Bong’un yeni filmini merakla bekliyorum. İyi Seyirler..

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.