Çöreler Köyü Muhtarı Anlatıyor: “Köylümüzün Toprağı Elinden Alınıyor”

Bursa Orhaneli ilçesine bağlı Çöreler köyünün başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bursa’ya 38 km, Orhaneli ilçesine ise 6 km uzaklıkta olan köyün 66 dönümlük arazisi Orman bölgesinden alınarak TOKİ’ye iskan edildi. Bursa’nın güneyinde yer alan 252 hane yerleşik nüfusun bin 26 olduğu küçükbaş ve büyükbaş hayvancılıkla geçinen köylünün bile haberi olmadan yaşanan bu gelişme 5 yıl önce plan değişikliği ile başladı. Kamu Kurumları arasında devir sözleşmelerine ise geçmiş dönem Büyükşehir ve Orhaneli Belediye Meclisleri “Köye yeni konutlar yapılacak göç alacak” telkininde yaklaşınca da plan değişikliğinin önünü açacak karara imza attı. Çöreler köyü sakinlerinin 116 parsele ayrılarak satış işlemlerine başlamasıyla konudan haberleri olunca 860 kişi plan değişikliğinin iptali için imza toplayarak Bursa Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi özel kalemine yazılı dilekçelerini teslim etti. Ancak geriye dönük kararların kesinleşmesi üzerine köylüler soluğu Bursa Başsavcılığında aldı. Avukat Mustafa Küçük köylülerin vekaletini alarak yetkili mahkemeye başvurarak dava açıldı.
Çöreler köylüleri TOKİ’ye karşı olmadıklarını ancak hayvancılık yaparak geçinen köylerinin betona dönmesine karşı olduklarını dile getirerek konut alanı için verimsiz toprakların tercih edilmesinin gerekliliğinin altını çizdiler, Orhaneli’ye bağlı 55 köy içinde neden kendi köylerinin seçildiğine anlam veremediklerini söylediler. Köylüler 3 bin civarında hayvanında olduğu köyde 66 dönümlük bu arazinin mera alanına çevrilerek köy tüzel kişiliğine devredilmesini istiyorlar.
Köyün Muhtarı Arif İncin; “Çöreler Köyü’nün kuzeydoğusunda yer alan bir alan, uzun yıllardır orman vasfına sahipti. Ancak Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından bu bölgenin orman statüsü kaldırılarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devredildi. Ardından Bakanlık, TOKİ aracılığıyla burada bir imar çalışması başlattı. Parselasyon ve şuyulandırma işlemleri yapıldı. Ancak bu süreçte köylülerimizin sahip olduğu topraklardan 18. madde uygulaması kapsamında %38 gibi ciddi oranlarda terk alındı. Yani, yıllardır ekip biçtiğimiz, geçimimizi sağladığımız arazilerimiz elimizden alınarak başka amaçlarla kullanıma açıldı. Üstelik bu parseller satışa çıkarıldı. Ne var ki, burada nasıl bir yapılaşma olacağı konusunda köylülerimiz bilgilendirilmedi. Planın amacı, kapsamı ve gerekçesi açıklanmadı.
Daha da önemlisi, Orhaneli’de 55 köy varken neden özellikle Çöreler Köyü’nde böyle bir imar çalışması yapıldığı belirsiz. Bunun nedenini yetkililere sormamıza rağmen hâlâ tatmin edici bir yanıt alamadık. Köylümüz büyük bir belirsizlik içinde, çünkü geleceği hakkında hiçbir güvenceye sahip değil. Bu karar, köylümüzü büyük bir çıkmaza sürüklüyor. Bizim insanımız tarım ve hayvancılıkla geçiniyor. Bu topraklar yalnızca birer mülk değil, atalarımızdan miras kalan ve bizim için yaşam kaynağı olan alanlar. Eğer bu bölge tamamen elden giderse, köylümüz ciddi ekonomik zarar görecek, geçim kaynaklarını kaybedecek ve köyümüzü ayakta tutan temel unsurlar yok olacak.
Planda hukuksuzluk var:
Bu durumu fark ettiğimiz anda plana itiraz ettik. Ancak burada da büyük bir hukuksuzlukla karşılaştık. Normalde bir imar planı askıya çıkarıldığında 30 günlük bir itiraz süresi vardır. Ancak bizim planımız, askı süresinin son beş gününde ilan edildi. Bu, köylülerimizin planı detaylı incelemesini, anlamasını ve zamanında itirazda bulunmasını neredeyse imkânsız hale getirdi. Böyle bir süreçte hakkımızı nasıl savunabiliriz? Bu nedenle mevcut muhtar heyeti olarak durumu yargıya taşıdık. Talebimiz çok net: Bu alanın köylülerimize mera alanı olarak tahsis edilmesini istiyoruz. Çünkü burası yıllardır hayvanlarımızı otlattığımız, tarım ve hayvancılık faaliyetleri için kullandığımız bir bölge. Eğer bu sağlanmazsa, burada yaşayan insanlar büyük bir mağduriyet yaşayacak, köylümüz tarım ve hayvancılıkla geçinme imkânını kaybedecek. Bugüne kadar yerel yöneticilerden veya yetkililerden kayda değer bir destek göremedik. Ancak köylümüzle birlikte bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız. Biz burada yalnızca bir arazi için değil, köyümüzün geleceği için mücadele ediyoruz. Adaletin yerini bulmasını, köylümüzün hakkının korunmasını istiyoruz.” dedi.