Konut alacaklar dikkat!
Konut piyasasında yaşanan canlanma ve arz sorunları, yatırımcılar ve ev alıcıları için önemli bir konu. Bu makalede, piyasa dinamiklerini, arz-talep dengesini ve gelecekteki gelişmeleri keşfedin.
Konut piyasası, 2023 yılının ikinci yarısında belirgin bir canlanma gösterdi. Uygulanan çeşitli kampanya ve indirimler sayesinde konut satışlarında gözle görülür bir artış yaşandı. Fiyatların düştüğünü fark eden tüketiciler, bu fırsatı değerlendirerek farklı yatırım araçlarından vazgeçip gayrimenkul yatırımlarına yöneldiler. Temmuz ayında başlayan ve ağustos ile eylül aylarında devam eden talep ile birlikte, 9 aylık konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.2 artarak 947 bin adedi aştı.
Artan Talep Stokları Eritiyor
Artan talep, satılık konut arzında bir düşüşe yol açtı. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) ile emlak ilan sitesi sahibinden.com’un ekim ayı raporu, bu durumu net bir şekilde ortaya koydu. Rapora göre; eylülde satılık konut ilan sayısı ülke genelinde ve büyük üç şehirde azalma kaydetti. Ülke genelinde satılık konut arzı, bir önceki aya göre yüzde 5.1 (860.009’dan 815.839’a), İstanbul‘da yüzde 4.5 (207.533’ten 198.119’a), Ankara‘da yüzde 5.6 (88.634’ten 83.639’a), İzmir‘de ise yüzde 5 (62.352’den 59.237’ye) oranında gerileme yaşandı.
Ancak aynı kaynağa göre, ağustos ayında ülke genelinde satılık konut arzı bir önceki aya göre sadece yüzde 0.1 azalmışken, temmuzda ülke genelinde ve üç büyük şehirde artış gözlemlenmişti. Bu durum, artan talep ile birlikte stoklardaki erimenin hızlandığını göstermektedir.
İhtiyacın Gerisinde Kaldı
Satışlardaki artış, daha fazla kişinin ev sahibi olması açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Ancak üretimdeki düşüş, arz açısından ciddi endişeleri beraberinde getiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülke genelinde ikinci çeyrekte yapı ruhsatı verilen bina sayısı yüzde 22,7, daire sayısı yüzde 28,9 ve yüzölçümü yüzde 30,9 oranında azaldı. İkinci çeyrekte inşası için ruhsat verilen bina sayısı 24 bin 82, daire sayısı ise 137 bin 210 olarak belirlendi. Böylece, pandemi etkisindeki 2019 hariç tutulduğunda, 2009’dan sonraki en düşük ikinci çeyrek verisi kaydedilmiş oldu.
Sektör uzmanları, Türkiye’de her yıl yaklaşık 800-850 bin yeni konuta ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Ancak bu yılın ilk yarısında alınan ruhsat sayısı yaklaşık 314 bin civarında kaldı. Ayrıca, ruhsat alınması, inşaatın hemen başlayacağı anlamına gelmiyor; inşaat süreci başlasa bile tamamlanması için ortalama 1,5-2 yıl beklemek gerekiyor. Geçen yıl üretimde bir toparlanma yaşanmış olsa da, 2018’den bu yana alınan ruhsatlar ihtiyaçların gerisinde kalmış durumda. Bu durum, arz açığının giderek büyümesine neden oluyor.
İkinci El Stokları da Zayıfladı
Sektör uzmanları, arzdaki azalmanın kiralar ve fiyatlar üzerinde baskı oluşturacağını, bunun da 2025 yılında daha belirgin hale geleceğini ifade ediyor. Yeni konut üretimindeki düşüş, bir süre ikinci el satışlarıyla telafi edilse de, artık ikinci el stoklarının da zayıfladığına dikkat çekiliyor. Uzmanlar, üretimi hızlandırmak için acil adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.
Sektör temsilcileri, konut üretiminin temel ham maddesinin arsa olduğunu ancak yüksek arsa maliyetleri nedeniyle ihtiyacı olan kesime yeterli üretim yapılamadığını belirtiyor. Bu nedenle, kamuya ait arsalarda kamu-özel sektör işbirliği ile erişilebilir konut üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Böylece uygun fiyatlı konutlar, sosyal kiralık konutlar ve dönüşüme girecek evler için rezerv konut inşa edilebileceği ifade ediliyor. Son iki yıldır gündemde olan bu öneri için sektör dernekleri ile kamu yetkilileri arasındaki görüşmeler devam ediyor.